Manşet HaberSağlıklı Yaşam

Bitkiler, macunlar, sular, sargı, yakma ve diğer yöntemler

Alternatif ve Tamamlayıcı  Tıbbi Tedavi Yöntemleri Neledir?

Sizin İçin Alternatif ve Tamamlayıcı Tedavi Yöntemlerini Araştırdık.

Alternatif tıp; Tedavi yaptığı ileri sürülen; ancak bu etkileri bilimsel metotlarla kanıtlanamayan geleneksel veya güncel tıbbi uygulamalara verilen isimdir.
Tamamlayıcı tıp; Çağdaş tıp bilimince hastalık sebeplerini önlemede kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olmadığı halde hasta isteğiyle çağdaş tıp tedavilerinin yanında onlara destekleyici olarak hastanın rahatlaması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, psikolojisinin düzelmesi gibi amaçlarla uygulanabilen alternatif tıp yöntemleridir.

Geleneksel tıp; Eski hekimlerin kendi zamanlarındaki tıp anlayışı ve birikimleri ile işe yarayabileceğini umduğu veya öğrendiği bitkiler, macunlar, sular, sargı, yakma ve diğer yöntemlerle hastasını tedavi etme uygulamalarına verilen isimdir.
Modern tıp; Kanıta dayalı, karşılaştırmalı ve modern bilimsel metotlarla hastalar için faydalı olduğu görülen ve bu yararı ölçülenebilen tıp yöntemlerini kapsar.

Tarihçesi;
İlk kaynak: M.Ö. 2698 ile 2596’e kadar iktidarı süren efsanevi Çin imparatoru Sarı İmparator’un veziri Ch’i Pai ile yaptığı diyaloglardan doğduğu kabul edilen Neijing Suwen veya Huangdi Neijing diye de bilinen Dahili Tıbba İlişkin Temel Sorular adlı kitabın Geleneksel Çin Tıbbının ilkelerini içeren ilk yazılı kaynak olduğu kabul edilir.

Geleneksel Tıp: Geleneksel tıbbın başlıca çıkış noktaları
Geleneksel Çin tıbbı
Geleneksel Hint tıbbı
Antik Yunan ve Klasik İslam tıbbıdır

Son dönemlerde özellikle bitkilere duyulan yoğun ilgiye, tıp camiası şüphe ve endişe ile bakmaktadır. Tıp Fakültelerinin eğitim programlarında bitkilerle tedaviyi içine alan bir dersin olmaması bu şüphenin en önemli nedenler arasındadır
Avrupa ve ABD’de hiç olmazsa “alternatif ve tamamlayıcı tıp” adı altında bu eğitim verilmektedir. Ayrıca Almanya, Fransa ve İsviçre’de doktorların %80’i bitkisel ilaçları düzenli olarak reçetelerine yazmaktadır.

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI YÖNETMELİĞİ NEDİR?
Ülkemizde ekim 2014te resmi gazetede geleneksel ve tamamlayıcı tıp yönetmeliği yayımlanmıştır. Buna göre:

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, insan sağlığına yönelik geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama yöntemlerini belirlemek, bu yöntemleri uygulayacak kişilerin eğitimi ve yetkilendirilmeleri ile bu yöntemlerin uygulanacağı sağlık kuruluşlarının çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI YÖNETMELİĞİ
Bilim Komisyonu, Görevleri ve Çalışma Usulü
Uygulama Esasları, Sağlık Kuruluşlarının Türleri ve Çalışma Esasları, Eğitim
Ünite ve Uygulama Merkezinde Bulundurulması Zorunlu Asgari Birimler,Tıbbi Cihaz, Malzeme ve İlaçlar
Denetim, Uyulması Gereken Diğer Hususlar, Yasaklar ve İdari Müeyyideler

Sağlık Bakanlığı’nın Kabul Ettiği 15 geleneksel tamamlayıcı tıp
1- Akupunktur
2- Apiterapi
3- Fitoterapi
4- Hipnoz
5- Sülük tedavisi
6- Kupa uygulaması
7- Refleksoloji
8- Ozon uygulaması
9- Homeopati
10- Karyopraktik
11- Osteopati
12- Mezoterapi
13- Müzik tedavisi
14- Proloterapi
15- Larva (magot) uygulaması

1.Akupunktur :
Geleneksel Çin tıbbının bir parçası olup değişik tekniklerle vücudun belli bazı alanlarına ve kulağa iğne batırmak suretiyle uyarılmasıdır. Bu belirlenmiş alanlar spesifik akupunktur noktaları olarak tarif edilir. Akupunktur tedavisinde hastaya dışardan hiçbir ilaç vb. madde verilmez.
WHO

Akupunktur tedavisi, bedende derinin hemen altından geçen on dört ayrı enerji kanalı ve bu kanallar üzerinde bulunan direnç noktalarının ilintili bulunduğu organlar arasındaki ilişkileri temel alır.
Hasta kişide bozulmuş olan Yin-Yang dengesi uygun akupunktur noktaları iğnelenerek yeniden sağlanır. Akupunktur noktalarının sayısı 400 civarında olup, bu noktalar, vücudun her tarafını kaplayan ve her biri bir iç organı temsil eden 14 kanal üzerinde yer alır
Yaşam enerjisi olan Qi (Çi) , bu kanallarda dolaşır.
Modern bilimlerden farklı bir geleneğe bağlı olarak hareket eden akupunktur tedavisinin nasıl iş gördüğü net değildir.

Kullanıldığı Durumlar

Analjezik etki
Sedasyon etkisi
Psikiyatrik hastalıklar(anksiyete, depresyon)
Nörolojik hastalıklar (parkinson, alzheimer)
Bağışıklık sistemini güçlendirme
Rejenerasyon ve motor iyileşme
Sindirim sistemi hastalıkları( GÖRH)
Solunum sistemi hastalıkları( astım, koah, bronşit)

2-Apiterapi

Apiterapi, arı ürünlerinin (Arı sütü, arı zehiri , bal, polen, propolis ) bir yada birden fazla hastalığın önlenmesi yada iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir.

3-FİTOTERAPİ
Herbalizm, bitki ve bitki özlerinin kullanımına dayalı modern tıp dışında kalan geleneksel tedavi yöntemidir. Fitoterapi bu bitkilerle tedavi anlamına gelmektedir.
Bitkilerin sağaltımda kullanılışına ilişkin ilk yazılı belge M.Ö. 3000’lere kadar gitmektedir.
Türkiye’de herbalizmin en tanınmış ismi ölümsüzlük iksirini bulduğuna inanılan Lokman Hekimdir.
Geçmişteki fitoterapi uygulamaları ile günümüz arasında en büyük fark artık bitkilerin bütünüyle değil, faydalı parçalarının tedavi amacıyla kullanılmasıdır.

Bitkisel ürünlerin doğal oluşu kullanıcıya hiçbir şekilde zararlı etkide bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Hastaların doktorlara danışmadan bitkisel ürünleri kullanmaları ne kadar yanlış ise, doktorların da bu konuda hastalarını yalnız bırakmaları o kadar yanlıştır.
Bitkisel ürünlerin kullanımından kaynaklanan çok tehlikeli ve öldürücü yan etkiler rapor edilmiştir. Bu yan etkiler birkaç farklı mekanizmaya bağlı olabilir. Örneğin; bitkinin doğrudan toksik etkileri, alerjik reaksiyonlar, kontaminasyona bağlı etkiler, ilaç ve diğer bitkilerle olan etkileşimler

Türkiye’de bitkilerle tedavi,
aktar tarifleri,
kulaktan dolma bilgiler,
arkadaş önerileri,
medya ve internet aracılığıyla yapılmaktadır.
Türkiye’de bu ürünler “gıda desteği” olarak kabul edilir ve gıdanın zararsız olduğu düşüncesiyle tüketilirler.

Fitoterapi sık kullanılan ürünler:
Adaçayı:Mide ve barsak gazlarını giderir.Boğaz , bademcik ve dişeti iltihaplarını giderir.
Kuşburnu çayı: Kötü kolesterolü düşürür.Şeker hastalığına karşı koruma sağlar.Kanserli hücrelerin yayılmasını yavaşlatır.
Papatya çayı:adet dönemi kasılmalarını hafifletir. Sırt ve bel ağrısını hafifletir.
Melisa çayı: Uyku sorunlarında kullanılır.Sinirleri yatıştırır.Gaz giderir.Ateş düşürür.

Çörekotu yağı: Bağışıklık sisteminin desteklenmesinde ve anne sütünün artırılmasında yardımcıdır.Haricen kullanıldığında hemoroide olumlu etkileri vardır. (1 fincan suya 4-5 damla damlatılarak günde 3 defa kullanılır.)
Kekik yağı: üst solunum yolu rahatsızlıklarında ve diş eti iltihaplarında destekleyicidir. Kolesterolu ve tansiyonu dengeler. Yara ve yanıklarda antiseptik olarak kullanılabilir. (yarım fincan suya 2-3 damla damlatılarak kullanılır)

Fitoterapide sık kullanılan ürünler:
Anason yağı: Hazımsızlık ve gaz şikayetlerinde kullanılır. Uykuya geçişi kolaylaştırır. Çocuklarda karın ve topuk bölgesine seyreltilerek sürülür. (1 fincan suya 4-5damla damlatılarak kullanılır)
Uyarı: Yüksek miktarda alındığında uyku ve uyuşukluk haline sebep olabilir.
Soğan yağı: İstah açıcı ve hazımsızlık gidericidir. Kan şekeri ve tansiyonu düzenler. Balgam söktürür. Öksürüğü keser.
Uyarı: Ülser, gastrit ve kolit hastalarının kullanmaması gerekir.

Dünyada ve ülkemizde sık kullanılan kapsüllere örnekler gingko ve gingseng kapsülleridir.

Gingko biloba: Unutkanlık ve hafıza güçlendirmede yardımcıdır.

Gingseng: Özellikle sporcular için fiziksel ve mental dayanıklılığı artırır, enerji düzeylerini yükseltir, atletik performansı arttırır.Antioksidan bir bitkidir. Bağışıklık
sistemini kuvvetlendirir

At kestanesi:
Varis problemlerinde ve basur tedavisinde kullanılır.
Güneş lekelerinde etkilidir.
Romatizmal oluşan ağrıları dindirir.

Yan etkileri:
Mide bağırsak şikayetleri, başağrısı, vertigo, kaşıntı ve aleıjik reaksiyonlar oluşabilir.
Kronik böbrek ve safra kesesi rahatsızlıklarında dikkatli kullanılmalıdır.
A, D, E ve K vitaminlerinin emilimini azaltır.
Kanın pıhtılaşmasını önleyen maddeler, ve digoksin ile kullanılmamalıdır.
Çocuklarda ve 18 yaş altı gençlerde kullanımı uygun değildir.
Hamile ve emzirenler için önerilmez

4-Hipnoz :
Terapistin hastanın zihnini, çeşitli imgelerle olumlu yönde yönlendirmesi sonucu, beynin limbik bölgesine giden kan akışı artar.
Adrenalin ve kortizon yerine, huzur ve rahatlık duygusu veren doğal morfinler yani endorfinler salgılanır.
Vücut, gevşeme haline geçer.
Ağrı ve huzursuzluk duyguları azalır.
Kan şekeri normalleşir.
Kalp ritmi düzenli hale geçer.
Nefes derindir.
Kan basıncı düşer.
Zihin rahatlar.

Hipnozun kullanım alanları:
Şizofreni
Patolojik kişilik özellikleri
Senilite
Epilepsi ve narkolepsi
Bipolar durumlar ve intihar eğilimi olan klinik depresif kişiler

Hipnoterpi yan etkileri:
Kısa süren göz kararması
Mide bulantısı
Baş ağrıları
Spontan trans durumları oluşup dissosiye beden algısı yaşanabilir

5-Hirudoterapi (Sülük Tedavisi)

Sülüklerin tükrük bezi salgıları 100’ün üstünde farklı biyoaktif madde içerir.
Bu salgılar
vazodilatatör,
bakteriyostatik,
analjezik,
anti-inflamatuar,
antikoagulan,
ödem çözücü,
mikrosirkülasyon bozukluklarını önleme,
kan basıncını düşürme,
immüniteyi arttırma,
organizmanın biyoenerjetik durumunu arttırma
hipoksiyi düzeltme özelliklerine sahiptir.

Tıbbi Sülüğün Salyası şu maddeleri içerir:

Hirudin: Antikoagülan
Hyaluronidase: Ödem eritici. Ödem görüntüsüne sebep olan bağ dokularını yok etmeye yardımcı olur.Ödemli selülitte ve lipoliz uygulamaları ile kullanılır. Hyaluranic asit dolgularını düzenlemek için kullanılır.
Destabilase: FXIII İnh.
Apyrase
Eglins
Calin: Tr. Agg. İnh.
Guamerin
Bdellins
Piguamerin
Gelin
Decorsin: Tr. Agg. İnh.
Hirustasin
gamma-Glutamyl Transpeptidase
Hementin: Fibrinolitik
Hementerin: Fibrinolitik

Kontrendikasyonlar :
Sülük tedavisi yaptıracak kişide kansızlık, kanama –pıhtılaşma bozuklukları, kalp yetmezliğiolmamalıdır.
Ayrıca kan sulandırıcı ilaç kullananlarda uygulamamalıdır. Yakın dönemde geçirilmiş mide veya barsak kanaması şikayeti olanlarda uygulamamalıdır.
Cerrahi işlem geçirecek olanlar da kesinlikle ne öncesinde ne de sonrasında sülük tedavisi uygulamamalıdır.Diyalize giren hastalara da yasaktır.

Sülük Tedavisinin Komplikasyonları:
Sülük tedavisini takiben uzamış kanama görülebilir.
Sülüğün tükürüğüne karşı anafilaksi ve lokal alerjik reaksiyonlar tarif edilmiştir.
Sülüklerin tekrar kullanımına bağlı enfeksiyon,
Aşırı kullanımına bağlı skarlaşma görülebilir.
Sülük ağız boşluğu ve bronşlara ulaşıp hemoptizi ve lober çökmelere (kollaps) sebep olabilir.
Sülük hastanın sindirim ve genito-üriner sistemine kaçabilir.
En kaygı verici komplikasyon aeromonas hydrophila enfeksiyonudur.

6-Kupa Uygulaması:
Kan dolaşımını arttırmak ve iyileşme sağlamak için bölgesel vakum oluşturmaya dayanan köklü tedavi yöntemine kupa terapisi denir.
Hastalıktan kurtulmak veya sağlığı koruma amacıyla atık maddelerin yoğun olarak toplandığı belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal damar ve ince damarlardan kirli kanın alındığı yaş kupa tedavisi ise hacamat olarak da bilinir

Endikasyonları :
Sırt ağrısı, miyozit
Tendinopati , spor yaralanmaları
İskiyalji,lumbalji, brakiyalji
Disk patolojileri
Stres başağrısı,migren
Astım, bronşit, sinüzit, otit
GİS problemleri

7-Refleksoloji :
Antik çağlardan itibaren kullanılan , vücudun spesifik organ ve bölgelerinin bir aynası kabul edilen kulaklar, eller , ayaklardaki belli noktalara basınç uygulanarak gerçekleştirilen holistik, tamamlayıcı, iyileştirici özel bir tedavi ve enerji dengeleme sistemidir.

Endikasyonları :
Premenstürel sendrom
Migren
Sinüzit
Menapozal semptomlar
Konstipasyon/Diyare
Bel,boyun ağrısı
Astım bronşiale
İnme ve ilişkili nörolojik durumlar
Anksiyete , panik atak

Uygulanmaması gereken durumlar:
Hamileliğin ilk 6 ayında
Kanser ve damar tıkanıklığı olan hastalarda
Varis sorunu yaşayanlarda
Şeker hastalarında uygulanması tavsiye edilmiyor.

8-Ozon Uygulaması:
Ozon (O3), oksijenin doğada yüksek enerjili elektrik akımına ve ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalması sonucunda oluşan, 3 oksijen atomu taşıyan bir moleküldür.
Oda sıcaklığında gaz halinde bulunur.
Ozon, güçlü bir oksidasyon oluşturma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, bakterisid, virusid ve fungusid olarak etki gösterir. Bu özelliklerinden dolayı 260’a yakın patolojik durumun düzeltilmesinde kullanılır.
Ozon uygulamasının başlıca; otohemoterapi, intramuskuler, intraartiküler, paravertebral enjeksiyonlar , rektal ve vajinal insuflasyonlar , topikal uygulama gibi birçok farklı uygulama yolu vardır.
Ozon uygulaması;
1- öncelikle zarar vermemek
2-dozu kademeli olarak artırmak (istinası enfekte ülser ve yaralar)
3-gerekli konsantrasyonu uygulamak

Ozon etkileri:
1-düşük dozlar: immunmodulatör etkilidir. Bağışıklık sisteminin etkilendiği şüphelenilen hastalıklarda kullanılır
2-orta dozlar: immunmodulatör+antioksidan etkilidir. Diyabet , ateroskleroz,KOAH, parkinson, alzheimer, demans benzeri dejeneratif hastalıklarda kullanılır.
3- yüksek dozlar: ülser ve enfekte yaralara uygulanır.

9-Homeopati:
Homeopati temel olarak “Similia Similibus Curantur” prensibinden yola çıkar. “Benzer benzeri tedavi eder” demektir . Bu prensibe göre sağlıklı bir insan bir maddeyi aldığında ortaya bazı semptomlar çıkar; aynı madde düşük dozda kullanıldığında, benzer semptomlara yol açan hastalığı tedavi edebilir.
Klasik batı tıbbında yaygınca kullanıldığı üzere semptomu tedavi etmek yerine, semptoma neden olan rahatsızlığı tespit eder; ve hastanın kendi kendisini tedavi etmesini sağlar. Bunu var olan bilgiyi ortaya çıkararak yapar

10-Kayropraktik:
Sinir, kas, iskelet sistemleri bozukluklarının teşhisi, tedavisi , önlenmesi ve bu bozuklukların genel sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili sağlık hizmeti veren, subluksasyon (kırık ve çıkık olmayan, ekseni bozulmuş normal eklem) üzerinde özel bir odaklanma ile patolojik eklem biyomekaniğini düzelten ve vücudun doğal olarak iyileşmesini sağlayan ve bu alan içerisine giren manuel teknikleri içeren bir uzmanlıktır.

Endikasyonlar :
Vertebral subluksasyonlar
Disk hernileri
Radikülopatiler
Bel,sırt, boyun ağrıları
Akut ve kronik zorlanmalar
Skolyoz
Eklem disfonksiyonları

11-Osteopati :

Osteopati; eklemler, kaslar ve omurgayı içeren kas ve iskelet sistemindeki rahatsızlıkların teşhis ve tedavisi ile birlikte vücuttaki tüm sistemleri dikkate alarak bütüncül bir yaklaşım ile uygulanan bir manuel terapi yöntemidir. Amacı, vücuttaki tüm sistemlerin özellikle; sinir, dolaşım ve lenf sisteminin olumlu etkileşmesini sağlayarak, bedenin otoregülasyonunu açığa çıkarmaktır.

Osteopati uzmanlarına göre kas-iskelet sistemi koordinasyonu sağlanmadığında vücut fonksiyonunu tam olarak yerine getiremez. Elle uygulanan bu terapi yöntemi ağrıyı azaltmak, eklem hareketliliğini ve genel esnekliği arttırmak amacıyla yumuşak doku (kas, tendon, kıkırdak, kapsül ve bağ gibi) üzerinde etkili olmaktadır.

Osteopatinin Kullanıldığı Durumlar:
Bel, boyun, sırt ağrılarında ve fıtıklarında
Migren ve gerilim tipi baş ağrılarında,
Skolyoz, kifoz gibi postür bozukluklarında
Ameliyat sonrası ağrı ve yapışıklıkların giderilmesinde
Stres ve sinirsel gerginlikler ve uyku bozukluklarında
Dolaşım sorunları rahatsızlıklarında
Yürüme, denge ve koordinasyon bozukluğunda
Eklem sertliği, kireçlenme gibi artrozik değişikliklerde
Kabızlık, ishal, idrar kaçırma, hazımsızlık, gaz, karın ağrısı, spastik kolon, pitozis ve hazım organlarının fonksiyon bozukluklarında destekleyici tedavi olarak visseral osteopati kullanılır.
Bebeklerde yutkunma, kusma, kafa şekil bozukluğunda cranio-sakral osteopati kullanılabilir.

12-Mezoterapi :
Çeşitli lokal , medikal ve kozmetik durumların tedavisi için bazi ilaç, vitamin ve homeopatik maddeler ve doğal bitki ekstrelerinin deri ve cilt altındaki dokulara küçük dozlarda direkt olarak enjekte edildiği minimal invaziv bir yöntemdir.
Bu yöntemin diğer klasik ilaç tedavilerine üstünlüğü, ilaçların küçük dozlarda bölgesel kullanılması, yan etki riskinin önemsiz sayılabilecek kadar az olması ve sonuçların hızlı ve etkili olmasıdır.

Mezoterapi kullanım alanları:
Kozmetik amaçla;
bölgesel zayıflama ve lipoliz,
sellülit,
cilt gençleştirme,
saç kaybı ve canlandırması gibi durumlarda kullanılırken
Medikal amaçla;
ksantalezma, lipom, alopesi, melazma, hiperpigmentasyon,
akne, stria, vitiligo, psoriazis, ekzema, kaşıntı, bacak ülseri,
hipertrofik-keloidal skar tedavisinde de kullanılmıştır.
Ayrıca dermatoloji dışında
spor yaralanmaları, romatoid artrit, gut, astım, migren ve
depresyon gibi hastalıkların tedavisinde de kullanım alanı
bulmuştur.

13-Müzik Tedavisi:
Müzik terapi, bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve
zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik
aktivitelerini kullanan uzmanlık dalıdır.

Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş
ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng,
Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve
uygun makamlar üzerinde çalışılır.

Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir.

Günümüzde de müzik terapinin kullanım alanı oldukça geniştir.
Nöroloji, kardiyoloji, onkoloji, psikiyatri gibi klinik alanlarda ve özel gereksinimli bireylerin tedavisinde tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca müzik terapi, alkol ve madde bağımlılığının tedavisinde de önemli bir yere sahiptir.

14-Proloterapi :
Zayıflamış, eski işlevini kaybetmiş eklemleri, kıkırdakları, ligamentleri ve tendonları güçlendirmek tekrar eski haline getirmek için proliferan solüsyonların enjeksiyonudur.
Sorunlu ligament, tendon ve eklemlere çeşitli irritan maddeler enjekte edilir

Proloterapide, yumuşak dokuya enjekte edilen proliferant madde, yaralanma sahasında inflamatuar bir reaksiyon oluşturur.

İkinci basamakta oluşan, proliferasyon ve remodeling in sonucu olarak yeni damar ve doku oluşur ki bu sonuç proloterapinin nin asıl etkisidir.

15-Larva (Magot) Uygulaması:
Lucilia sericata sineğinin steril hale getirilmiş maggot (larva)larının yara tedavisinde kullanılması biçimidir
Lucilia cinsi sinek larvaları yalnız ölü dokulara saldırır ve yaranın temizlenmesine yardımcı olur.
Larvanın enzimleri yara üzerindeki ölü dokuyu eriterek çıkarır, yarayı dezenfekte eder, granülasyon dokusu oluşumunu uyarır

Tedavi nekrotik dokunun kötü kokusunu, yaranın şiddetli ağrısını önemli ölçüde azaltabilir, derin yaralardaki yüksek septisemi riskini azaltır.
Tedavi ilerledikçe yara üzerinde yeni sağlıklı doku tabakası oluşur, yara klasik tedaviden daha hızlı iyileşir. Hastanede yatış süresi kısalır, sağlık masrafları azalır

Endikasyonları :
Diyabetik ayak ,bası, nörovasküler ülserler
Post-operatif yaralar
Travmatik iyileşmeyen yaralar
Yanıklar
Osteomyelit

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu