Kayseri Şehir Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi
Kayseri Şehir Hastanesi bünyesinde oluşturulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi’ne gelen hastalar, uzman doktorlar tarafından uygulanan hacamat, sülük, ozon, akupunktur ve hipnoz gibi tedavi yöntemleriyle şifa buluyor.
Kayseri Şehir Hastanesi bünyesindeki Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi’nde (GETAT) hacamat, sülük, ozon, akupunktur ve hipnoz gibi geleneksel tedavi yöntemleri alanında uzman doktorlarca uygulanıyor.
Kentin yanı sıra Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat, Kahramanmaraş gibi çevre illere de hizmet veren Kayseri Şehir Hastanesi yerleşkesinde kurulan GETAT, vatandaşların geleneksel tedavileri emin ellerde almasını sağlıyor.
Yaklaşık 8 aydır hizmet veren merkezde, uzmanlar tarafından hekimlere yönelik Sağlık Bakanlığı sertifikalı eğitim programları da düzenleniyor.
GETAT sorumlu hekimi Dr. Mustafa Öner Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mart ayından bu yana 800 hastayı muayene ettiklerini ve bin 69 uygulama yaptıklarını bildirdi.
Aynı zamanda GETAT’ın bir eğitim merkezi olduğunu vurgulayan Küçük, Sağlık Bakanlığı adına hekimlere eğitimler verdiklerini, bugüne kadar 156 doktorun hacamat, sülük, ozon, hipnoz, akupunktur, homeopati, fitoterapi gibi alanlarda sertifika aldığını belirtti.
Küçük, klinikte, akupunktur, kupa (hacamat), ozon uygulaması, hiridoterapi (sülük), apiterapi, homeopati, fitoterapi, hipnoz, larva gibi uygulamalar yaptıklarını anlatarak, şunları söyledi:
“Bu uygulamalar 5 bin yıldır dünya tarihinde olan uygulamalar. Bütün uluslar tarafından kullanılmış geleneksel tedaviler. Bizim buradaki misyonumuz geleneksel uygulanan tedavileri tıbbi ortama aktarmak, bunların klinik çalışmalarını yapmak. Geçtiğimiz günlerde Klinik Uygulamalar Etik Kurulu eğitimini yaptık. Bunun sonucunda da Kayseri Şehir Hastanesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Etik Kurulunu oluşturduk. Bu şu açıdan önemli, biz şimdiye kadar araştırmalarımızı yapamıyorduk, çalışmalarımızı bilimsel ortama nakledemiyorduk. Şimdi rahatlıkla çalışmalarımızı yapıp, bu geleneksel yöntemlerin nasıl etki ettiğini, mekanizmalarını modern tıp dünyasına aktarmak istiyoruz.”
Tıbbın modern veya geleneksel şeklinde ayrılmaması gerektiğini dile getiren Küçük, “Tıbbın alternatifi olmaz. Biz hekimiz, hastamızı değişik enstrümanlarla tedavi edebiliriz, hastamıza ilaç yazabiliriz, bitkisel bir tedavi verebiliriz, ozon uygulayabiliriz. Modern tıp ile geleneksel tıp iç içedir. Modern tıbbı bilmezseniz geleneksel tıbbı uygulayamazsınız.” diye konuştu.
“Bacağına 50 sülük uygulanmış hasta, kan kaybıyla acil servise geldi”
Dr. Küçük, hacamatın 5 bin yıllık tedavi yöntemi olduğunu, vücutta atılamayan toksik maddelerin hacamat sayesinde atıldığını ve vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirildiğini kaydetti.
Geleneksel tedavilerin doktor eliyle yapılması gerektiğinin altını çizen Küçük, “Örneğin biz sülük tedavisini, her 10 kilograma bir tane sülük gelecek şekilde uyguluyoruz. Geçenlerde bacağına 50 sülük uygulanmış bir hasta, kan kaybıyla acil servise geldi. Merdiven altında böyle uygulamalar yapılmasının önüne geçmeye çalışıyoruz.” dedi.
“Ozon antiseptik, antibakteriyel bir gaz”
Kayseri’de diyabetik ayak rahatsızlığına çok rastladıklarına işaret eden Küçük, diyabet hastalarının yaralarının iyileşmediğini anımsattı.
Bu yaralara ozon uygulaması yaptıklarını anlatan Küçük, “Ozon antiseptik, antibakteriyel bir gaz. Yara yerindeki mikrop sayısını azaltıyor, yara iyileşmesini hızlandırıyor. Ayrıca majör ozon dediğimiz yöntemle kandan da ozon vererek şeker seviyesinin düşmesini sağlıyoruz.” bilgisini verdi.
Mustafa Öner Küçük, diğer branşlarla iç içe çalıştıklarını, kendilerine gelen hastanın şikayetini dinledikten sonra ilgili branşa yönlendirdiklerini, uygun görülünce kendilerinin tedaviye başladığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA