Yerli Biyoteknolojik İlaç Üretilecek!
Sağlık sektöründe dışa bağımlılığı en aza indirmek için yeni adımlar atılıyor.
Bu kapsamda ithal edilen 20 biyoteknolojik ilacın yerli üretilebilmesi için çalışmalar başlatılıyor.
Türkiye, sağlık sektöründe dışa bağımlılığı en aza indirmek için atılacak yeni adımlara odaklandı. Bu kapsamda, Türkiye’nin ithal ettiği 20 biyoteknolojik ilacın yerli üretimi için yeni yol haritası hazırlanırken, yeni dönemde Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmesi, klinik araştırma merkezleri ve birimlerinin sayılarının artırılması, gerekli altyapıların geliştirilmesi planlanıyor.
Maliye Bakanı Berat Albayrak Yeni Ekonomi Programı (YEP)’i geçen hafta açıklamıştı. Bu açıllama ile cari açığın düşürülmesi amacıyla sağlık alanındaki çeşitli politika ve tedbirler de ortaya konuldu. Bu çerçevede, ilaç da kimya, petrokimya, enerji, makine, teçhizat ve yazılım sektörleriyle “öncelikli yatırım yapılabilir” alanlardan biri olarak belirlendi. Türkiye’de üretilmesi planlanan ilaçlar ise yaygın hastalıkların tedavisinde kullanılan 20 biyoteknolojik ilaç.
Bahsi geçen ilaçların yurt dışından temin edilmesi nedeniyle bütçede önemli bir yük oluşturduğu belirtiliyor. Yeni dönemde YEP kapsamında hazırlanan çalışmalarla söz konusu ilaçların yurt içinde üretimine odaklanılacak. Bu amaçla gerekli altyapının oluşturulabilmesi için Ar-Ge çalışmaları başlatılacak.Klinik araştırma merkezleri ve birimlerin sayıları da artırılacak.
Maliyet avantajı sağlamak amacıyla Tedarik Paylaşım Platformu (TPP) ve tedarik zinciri iyileştirme çalışmaları da yürütülecek. Farkındalık ve izleme-değerlendirme faaliyetleriyle ilaç kullanımının optimize edilmesi ve ilaç maliyetlerinin azaltılması konusunda projelerin uygulamaya konulması öngörülüyor.
“Yazılı Biyoteknolojik İlaç Politikası’na ihtiyaç var”
Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Gümüşel, AA muhabirine, biyoteknolojik ilaçlara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin, biyoteknolojik ilaçlarda konumu gereği çok hızlı gelişim gösterebileceğini belirten Gümüşel, bu konuda gereken “know-how”ın ülkeye kazandırılmasıyla söz konusu ilaçların Ar-Ge’sine, üretim ve ihracatına öncülük edilebileceğini söyledi. Türkiye’nin söz konusu ilaçlarda bir yol ayrımında olduğuna işaret eden Gümüşel, “Ya konvansiyonel ilaçlarda yaşadığımız gibi biyobenzer (biyoteknolojik ürünlerin versiyonları) ilaçlarda da treni kaçıracağız ya da Türk ilaç endüstrisi olarak perona yanaşan yüksek hızlı trene binip ülkemizi ilaç endüstrisinde hak ettiği yere getireceğiz.” dedi.
Gümüşel, biyoteknolojik ilaçlar için ulusal bir politika oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, “Tarafların önünü görebileceği, gri alanların olmadığı, ülkemizde bu alana yatırım yapanları teşvik edecek, yaptığı işten bezdirilmeyecek yazılı ‘Biyoteknolojik İlaç Politikası’na ihtiyaç var. Bunu ülkemizin geleceği için geç olmadan yapmalıyız. Tıbbi istatistik firması IMS Health verilerine göre, ülkemizde 2008 yılında yaklaşık 1 milyar liralık satış değeri olan biyoteknolojik ilaç pazarı, 2016 yılında 3,33 milyar liraya ulaştı, 2020’de ise bu değerin 5,1 milyar liraya ulaşması bekleniyor.” diye konuştu.