Baş dönmesi nedir? Baş dönmesi nedenleri neler olabilir?
Baş dönmesi - Vertigo
Baş dönmesi nedir? Baş dönmesi nedenleri neler olabilir? hakkında detaylar.
Baş dönmesi haberleri son dönemde gündemde en çok araştırılan konular arasında yer alıyor. Baş dönmesi hakkında öne çıkan detaylar ve ayrıntılar merak edilirken Baş dönmesi – Vertigo hakkında tüm detaylar araştırıldı. Baş dönmesi haberleri, Baş dönmesi detayları ve Baş dönmesi hakkında merak edilenler. İşte, Baş dönmesi hakkında merak edilenler! Ve detaylar!
Gündemde en çok araştırılan konular arasında yer alan Baş dönmesi nedir? Baş dönmesi nedenleri neler olabilir? son dönemde vatandaşların en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor…İşte Baş dönmesi detayları…
Baş dönmesi nedir?
Denge; bir insanın veya nesnenin devrilmeden dik durabilme halidir. Bir hareket illüzyonu olan baş dönmesi tıp dilinde vertigo olarak belirtilen genel bir tanımlama olup birçok hastalığa veya duruma işaret edebilecek bir belirtidir.
Baş dönmesi şikâyeti günümüzde özellikle KBB, Nöroloji ve acil servis polikliniklerine en sık başvuru sebepleri arasında yer almaktadır.
Vertigo; etraf döner tarzda hissedilen dönme halisunasyonu veya hareket illüzyonu, dizziness kafada boşluk /ağırlık hissi olarak tanımlanır. İmbalance yani denge kaybı ise hastalar tarafından ayakta dururken sallanma hissi olarak ifade edilebileceği gibi düşme öyküsü de eşlik edebilmektedir.
Dengemizi nasıl sağlıyoruz?
İnsan vücudu dengeyi sağlarken temel olarak üç sistem devreye girer; Görme sistemi, İç kulak ve Kas iskelet-derin duyu sistemi. Bu sistemlerden çıkan uyarılar işlenerek beyin ve ilişkili yapılarda algılanır, değerlendirilir ve böylece kişi dengesini sağlamaya devam eder. Denge bilgisinin bu yapılardan herhangi birinde örneğin iç kulak yapılarında veya beyin ile ilişkili yapılarda algılanmasında ya da değerlendirilmesinde sorun olduğunda kişi dengesini kaybeder ve baş dönmesi şikâyeti ortaya çıkar.
Bu durumda gerçekte hareket halinde olunmasa da kişi kendisini veya çevreyi dönüyor gibi hissedebilir. Baş dönmesi nedeni ile başvuran hastalar ‘yer ayağının altından kayıyormuş’ gibi hafif bir sendeleme veya dengesizlikten yakınabileceği gibi duvarların üzerine yıkıldığını, deprem olduğunu sanacak kadar çok daha şiddetli bir tablo da tanımlayabilir.
İşte tüm bu nedenlerle hastanın şikayetlerinin ayrıntılı bir şekilde dinlenmesi, bu konuda yeterli zamanın ayrılması ayırıcı tanıya ulaşmada en önemli basamaktır. Hastanın baş dönmesinin süresi, hasta tarafından nasıl tarif edildiği, eşlik eden başka bulguların olup olmadığı gibi önemli bilgiler tanı için yön gösterici olmaktadır. Dolayısı ile Baş dönmesi ile başvuran hastaların özellikle KBB, Nöroloji, Dahiliye, Göz Hastalıkları gibi birçok branş ile ortak değerlendirilmesi gerekebilmektedir.
İç kulak denge sistemi (Vestibuler Sistem) başın hareketlerini algılar, göz kasları ile etkileşime geçer bu esnada kas iskelet sistemi ile de bilgi alışverişinde bulunur. Vestibuler sistem aslında vücudun GPS ‘i olarak çalışır da diyebiliriz.
Sonuç olarak tüm bu sistemlerin bir arada bir ‘Denge’ içinde çalışması dengemizi sağlamamız için en önemli ve gerekli basamaktır.
İç kulak denge sistemi ve gözler arasındaki bağlantılar neticesinde bazı patolojilerde ‘nistagmus’ olarak adlandırılan istemsiz göz hareketleri ortaya çıkabilir. Subjektif bir yakınma olan baş dönmesinin KBB hekimi tarafından izlenebilen en objektif bulgusu bu istemsiz göz hareketleridir.
KBB muayenesinde istemsiz göz hareketlerinin varlığı, derecesi, tipi, hangi pozisyonda oluştuğu denge sisteminin hangi alanında patoloji olduğunu, baş dönmesinin sebebinin kulak ve ilişkili yapılardan mı yoksa beyin ve onunla ilişkili yapılardan mı olduğu açısından yol gösterici olacaktır.
Vertigo atakları başladığında ne yapmalıyız?
Baş dönmesi kişinin hayatında ilk kez karşılaştığı ya da ataklar halinde seyreden, daha önce birçok kez tecrübe edilmiş kronikleşen bir durum olarak görülebilir.
Vertigo atağı sırasında baş dönmesine bulantı kusma gibi sorunlar eşlik edebilir. Denge kaybı ile hastada düşme ve düşmeye bağlı yaralanmalar gelişebilir.
Bu nedenle atak sırasında hastanın kendini en rahat hissettiği pozisyonda durması, derin ve düzenli nefesler alarak sakinliğini koruması, sabit bir noktaya bakmaya çalışarak ani hareketten kaçınması, atak sırasında araç kullanmaması ve mümkün ise bir refakatçi eşliğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurması uygun olacaktır.
Baş dönmesi nedenleri neler olabilir?
Kulak kaynaklı nedenler:
Kulak burun boğaz hastalıkları içerisinde baş dönmesine neden olabilecek birçok hastalık ve durum yer alabilir. KBB pratiğinde en sık gördüğümüz baş dönmesi sebepleri arasında BPPV, Meniere hastalığı, vestibuler nörit gibi nedenler yer almaktadır.
BPPV *
Meniere Hastalığı,
Labirentit,
VestibulerNörit,
SSKDS,
Perilenf Fistülü,
Akustik Nörinom,
Ototoksisite
Nörolojik Nedenler:
Migren,
TIA/Stroke,
Epileptik Nöbetler,
Nörodejeneratif Hastalıklar,
VBYNeoplaziler,
Enfeksiyonlar
Metabolik Nedenler:
Aritmi HT/Hipotansif atak
Anemi
DM/Hipoglisemi
Hipo-Hipertiroidi
Psikojenik kökenli Nedenler:
Kronik subjektif dizzines
Panik atak/Anksiyete
Somatizasyon Bozukluğu
Diğer Durumlar:
Travma
Servikojenik Vertigo
İlaç etkisi
Multisensoriel aging (yaşlanma)
Vestibuler migren olarak adlandırılan baş ağrısı ve baş dönmesi atakları ile seyreden durumlar da sık görülen baş dönmesi nedenleri arasındadır.
BPPV (Benign Paroksismal Pozisyonel vertigo): (Aniden Başlayan İyi Seyirli Pozisyona Bağlı Vertigo)
Halk arasında ‘kristallerin veya kulak taşlarının yerinden oynaması’, şeklinde bilinen ve oldukça sık görülen bir tablodur. Peki aslında bu kristaller nedir? Nereden gelmektedir? Yoksa aslında kulağımızın içinde zaten var da yerlerini mi değiştirmektedir?
İç kulağın yapıları:
Otokonialar (Kalsiyum Karbonat ve protein bio kristalleri) iç kulakta denge organı içerisinde jel kıvamında bir yapıya yapışık halde bulunurlar. Buradan kopan bu kristal tanecikleri iç kulağın diğer kısımlarına yani hareketi algılayan kanal yapılarına kaçıp burada sıkışıp kaldıklarında hasta hareket halinde olmasa dahi, kanal içindeki kristaller bir uyarı/hareket hissi oluşturur. Gözler, beyin ve kas iskelet sistemi de oluşan bu yeni uyarıya uyum sağlamaya çalışırken kişi aslında hareket etmese dahi hareket varmış hissi oluşur. Bu durum da baş dönmesi ile sonuçlanır.
Bu durumda özelllikle başın belli pozisyonları ile ortaya çıkan, ani hareketler ile tetiklenen, birkaç dakika içerisinde yatışan baş dönmesi hissi ile hasta bize başvurur.
Sonuç olarak iç kulak sistemi içerisinde aslında var olan ve olduğu yere sıkı sıkıya bağlantılı olan bu kristal yapıları bir nedenle kopup iç kulağın başka bölgelerine hareket ettiklerinde BPPV olarak adlandırılan halk arasında ‘kristallerin oynaması’ olarak bilinen tabloyu oluşturur.
Bu durumun tedavisinde öncelikle bu kristallerin kulak içerisinde hangi kulağın hangi kanalına kaçtığının tespiti ve sonrasında da uygun pozisyon manevraları ile bu kristallerin ait oldukları yere geri gönderilmeleri amaçlanmaktadır. Bu esnada hastayı rahatlatacak, bulantı kusma gibi şikayetlerini giderecek tedavilerden de faydalanılsa da asıl olan manevra tedavisini uygulamaktır.
Meniere Hastalığı:
Meniere Hastalığı oldukça uzun zaman önce (1861 yılında) Prosper Meniere İsimli bilim insanı tarafından tanımlanmış bir hastalık tablosudur. Baş dönmesi atakları ile seyreden bu hastalık tablosunda işitme kaybı, çınlama/uğultu, kulaklarda dolgunluk ve basınç hissi gibi belirtiler görülebilmektedir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha fazla görülebilmektedir. Altta yatan asıl neden iç kulak yapılarında bir nedenle (iç kulak sıvılarının fazla üretilmesi veya ortamdan geri alınamaması) basıncın artmasıdır. Basıncın arttığı dönemlerde hastanın baş dönmesi atağı ve diğer belirtiler başlar, basınç normale dönünce ise atak geriler.
Bu hastalarda ayırıcı tanıda mutlaka işitme testlerinin yapılması (odyometrik inceleme) gerekir. Yine ayırıcı tanı için kalorik test denilen hastanın kulaklarına-yatar pozisyonda iken – sıcak soğuk hava/su verilmesi şeklinde uygulanan bir test yol gösterici olabilmektedir.
Meniere Hastalığı düşündüğümüz bir hastada tedavide bazı ilaçlardan faydalanmaktayız. Baş dönmesi hissini, bulantı hissini baskılayan ilaçlar yanı sıra ‘diüretik’ yani idrar söktürücü özelliği olan ilaçlar önerilebilir. Diüretik ilaçlar ile iç kulakta sıvı dengesi sağlanıp basıncın dengede tutulması amaçlanır. Ayrıca iç kulağın kanlanmasını ve beslenmesini artırıcı bazı grup ilaçlardan da faydalanılabilir. Bunların yanı sıra Steroid grubu ilaçlar gerek ağız yolu ile gerekse intratimpanik uygulama ile direkt kulak içerisine verilerek kulaktaki inflamasyonun/ödemin/yangının azaltılması amaçlanır.
Tüm bu medikal destek ve tedavinin yanı sıra tuz kısıtlaması, düzenli egzersiz ve stres yönetimi de atakların sıklığının azaltılmasında faydalı olmaktadır.
Medikal tedaviye cevap vermeyen günlük aktivitelerini yapmakta zorlanan hastalar için cerrahi tedavi de gündeme gelebilmektedir.
Vestibuler Nörit:
Denge sinirinin inflamasyonu/ödemi/yangısal durumu
Aniden başlayan şiddetli baş dönmesi. Bulantı, kusma ile kendini gösteren bir tablodur. Tam bilinmeyen bir nedenle denge sinirinde inflamasyon/yangı oluşması ile ortaya çıkar. Burada ayırıcı olan nokta hastada işitme kaybı olmamasıdır. Baş dönmesi günler boyunca devam edebilir. Baş hareketleri ile dönmenin şiddeti artabilir ancak sıklıkla pozisyon ile ilişkili değildir. Tedavide bulantı kusmayı baş dönmesi hissini baskılayıcı ilaçlar verilebilir.
Vestibuler testler :
Vestibüler patolojilerin değerlendirilmesinde öykü ve fizik muayenenin yanı sıra hastalığın periferik mi yoksa santral kaynaklı mı olduğunu ayırt etmek, lezyonu lokalize etmek ve tanıyı netleştirmek için vestibüler testleri uygulamak gerekebilmektedir. Vestibüler sistemin karmaşık yapısı gereği de
çoğu zaman birden fazla test yöntemine ihtiyaç duyulmaktadır.
Kalorik Test:
Kalorik test yarım daire kanallarının fonksiyonunu değerlendirmede en sık kullanılan testtir. Kalorik testte her iki kulağa ayrı ayrı sıcak ve soğuk su veya hava verilerek her iki kulağın lateral yarım daire kanalları uyarılır. Bu uyarılar ile gözlerde oluşan hareketin (nistagmus) matermatiksel olarak değerlendirilmesi ile iki kulak arasında bir asimetri olup olmadığına bakılır.
Videonistagmografi Test Bataryası (VNG)
VNG, hastanın pozisyonel değişikliklerine, bazı görsel görevlere bağlı olarak göz hareketleri ve oluşan istemiz göz hareketi (nistagmus) kayıtlarını mümkün kılarak merkezi sinir sistemi ve periferik vestibüler sistem ile ilgili bozuklukları ayırt etme konusunda fikir verir.
Video Head İmpulse Test:
V-HIT kalorik teste göre daha yüksek frekanslardaki VOR’u test etmektedir. Ayrıca her bir semisirküler kanalın ayrı ayrı değerlendirilmesine de olanak sağlamaktadır.
Bu test herbir semisirküler kanal VOR arkını değerlendirme amacıyla kullanılmaktadır. Hastanın başı ani bir hareketle yaklaşık 15° ve 100 milisaniyede, test edilen semisirküler kanal düzleminde çevirilir. Telafi edici göz hareketlerini matematiksel değerlendirmeleri yapılır.
Periferik bir vestibüler patoloji durumunda, gözler hedefi kaçıracak ve tekrar hedefi bulmak için düzeltici bazı göz hareketleri yapacaktır
Vestibuler Rehabilitasyon nedir?
Denge Fizik Tedavisi olarak adlandırılan bu terapide bazı egzersizler verilerek hastanın özellikle kronikleşen denge yakınmasının geriletilmesi amaçlanır.
Yaşa bağlı kronik denge problemi yaşayan hastalarda, iç kulak denge sistemi ile ilişkili yukarıda bahsi geçen hastalıklarla ilgili durumlarda , beyin ile ilgili bazı hastalıklar veya cerrahi müdahaleler sonrası oluşan düzelmeyen denge bozukluklarında bir terapist eşliğinde bu denge rehabilitasyon programı uygulanabilmektedir.
Bu rehabilitasyon programında amaç, insan beynindeki adaptasyon gösteren bazı mekanizmaları harekete geçirmektir. Dengenin sağlanmasından sorumlu bazı refleks arkları vardır. Örneğin ; kulak ile gözler arasındaki bağlantılar (Vestibulookuler Refleks Arkı) ve kulak ile kas iskelet sinir sistemi arasındaki bağlantılar (VSR).
Vestibuler Rehabilitasyonda hastanın mevcut durumuna göre gerekli değerlendirmeler yapılarak hastanın ihtiyacı doğrultusunda bu refleks arkları üzerinde güçlendirici egzersizler ve terapilerle denge sisteminin yeniden aktive edilmesi sağlanmış olur.
Genel olarak , bakış stabilitesinin artırılması , postural yani duruş stabilitesinini artırılması,ve bazı hareketlerle tekrarlayan baş dönmesi durumunun önlenmesi amaçalanır böylece günlük yaşam aktivitelerinin de iyileştirilmesi sağlanır.
Özellikle geriatrik populasyonda multisensoriel yaşlanmanın da etkisi ile denge problemleri ile çok sık karşılaşılmaktadır. Denge kaybı düşme atakları ile seyrediyorsa bu durum kafa travmasından kırık gelişimine kadar birçok soruna yol açabileceğinden , Vestibuler rehabilitasyon ile denge mekanizmalarının yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi oldukça önem taşımaktadır.
Vestibuler rehabilitasyonda iyilşemeyi etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Özellikle baş dönmesi hissini baskılayan ilaçlar (vestibulosüpresanlar, Antidepresanlar) gibi santral etkili ilaçlar iyileşme için gerek ortalama süreyi uzatırlar. Yine altta yatan bir tümör varlığından veya devam eden iç kulak yapılarının enflamasyonu (labirentit) gibi durumların varlığında vestibuler rehabilitasyondan edinilecek fayda da düşebilecektir.